30 Aralık 2007 Pazar

Lüfer

Lüfer Türkiye denizlerinin incisi, boğazların efendisidir, dense yanlış olmaz. İstanbul amatör balıkçılığında en önemli yeri tutar, hatta edebiyatta da yerini almıştır; öyle ki eski İstanbul zenginleri sırf lüfer yakalamak için gümüş zokalar dökerlermiş. Şimdi zokaları civalayıp durumu kurtarıyoruz ama lüfere olan ilgide bir azalma olmamış, azalan lüferin sayısı olmuştur. Biz sadece lüfer derken yabancı dillerde bluefish, choppers,skipjack, anchova ve lufar gibi adlarla geçer. Yurdumuzda ki tüm denizlerde ve dünya denizlerinin çoğunda bulunur. Pasifik'te sayısı azdır, pek çok bölgesinde bulunmaz. Sırt yüzgeci çifttir ilki kısa ve küçüktür 8 - 9 yumuşak ışınsal dikenden oıluşur. Diğeri uzun ve yüksektir 23 - 28 yumuşak ışınsal dikenden oluşur, Anüs yüzgeci de ikinci sırt yüzgeci gibidir. Tüm yüzgeçlerinin renkleri çoğunlukla sarımtraktır. Kuyruk yüzgeci gayet iyi gelişmiştir. Vücudu torpil şeklinde olmayıp yanlardan hafif basıktır. Pulları ufaktır, balık irileştikçe vücuduna daha fazla işler. Başında pul yoktur fakat solungaç kapakları pulludur. Başı ve gözleri iridir, gözlerinin önünde iki kuçük burun deliği bulunur. Sırtı ve yanları yeşil - gri, karnı gümüşi beyazdır, tüm renklerinde tuhaf bir grilik vardır. Çenesi kuvvetli, çenelerindeki tek sıra dişler çok keskindir. Oltadaki yemi ısırıp koparırken bile sadece bir tıkırtı hissedilir; oltadan çıkartırken elinizi ağzına sokarsanız veya dikkatsiz davranırsanız ciddi şekilde ısırıp yaralayabilir. Alt çene hafifçe üsttekinden uzundur, damağında da dişler bulunur. Başta istavrit, izmarit, zargana, kolyoz, uskumru, hamsi, gümüş, camuka, ilarya gibi balıklar olmak üzere küçük balıkları yiyerek beslenir bu arada kendi türünün küçüklerini de yer, yani yamyamdır. Önüne gelen her balığa saldırır. Beslenma sırasında ve genel yaşamında çok vahşidir yemeyecek olsa da öldürür.akdeniz, karadeniz, marmara, hint okyanusu ve atlas okyanusunda sürüler dolaşan lüfer pullu bir göçmen balıktır. Soğuk denizde yaşayanları daha yağlı olduğundan daha da lezzetli olur. Ülkemizde karadenizde ve istanbul boğazı ile marmara denizinde yakalananların tadı muhteşemdir. Daha güney denizlerimize indikçe yavanlaşır ve kendisine mahsus o güzel tat ve kokuyu kaybeder. Eylül ortasından ocak sonuna kadar olan zaman en yağlı ve en lezzetli zamandır. Bu devre içinde ızgarası tavsiye edilir. Çinekopunda ızgarası çok iyi olur, ancak mevsimi lüfere göre kısadır. Kasım sonundan itibaren azalmaya başlar. Diğer zamanlarda büyüklüğüne göre plakisi, buğlaması kağıt kebabı ve tavası olur. Ilkbahara da son derece yağsız olduklarında tava, plaki ve buğlaması tercih edilmelidir. Lüfer büyükğüne göre en çok isim alan balıktır. Lüfer çeşitleri şöyledir.1- 10 cm ye kadar yaprak2-11-13 cm arası çinekop14-16 cm arası kaba çinekop17-20 cm arası sarı kanat21-30 cm arası lüfer31-35 cm arası kaba lüfer35 cm de n büyük kofana Genel olarak her lüfer bir günde kendi ağırlığının iki katı kadar balık öldürür. Bu rekoru onu denizlerde yaşayan en yırtıcı balık yapar. Korkusuz balıktır denebilir, bu oltaya vururken çekinmeden yemi koparıp yemesinden de anlaşılır, bu nedenle lüferin vuruşu oltada gayet hafif hatta tıkırtı şeklinde hissedilir. Kendi boyunda hatta daha büyük balıklara da saldırır; palamut da önünde tutunamaz. Sularımızda en büyük düşmanı yunustur. Yunuslar lüfer sürülerini takip eder, kıstırısa sararak yer, bazen onların peşinden sığlıklara da girerler, ancak lüfer sürüsü çok kalabalıksa fazla kayıp vermeden

Hiç yorum yok: